ANA BAŞLIKLAR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KOCAYAZI KÖYÜ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DİNİ BİLGİLER
|
|
|
GENEL MENÜ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
=> Daha kayıt olmadın mı?
Kayıt icin => Daha kayıt olmadın mı? yazısına tıkla..istenen nick: yani isim yazıyorsun.. şifre ve email.adresini yazıp kayıt yap.a tıkla ...
Foruma gelip..
Kullanıcı adı ..yazan yere kayıt olurken yazdıgınız (nick) yani isminizi yazıyorsunuz ve nokta nokta bolumune sifrenizi yazıp.. giris.e tıkla foruma yazı yazabilirsiniz .. Tesekkurler.. kocayazıköyü.com
Kocayazi Forum - ESMAÜL HUSNA(ALLAH'IN İSİMLERİ)
Fadıl DURHAN (şimdiye kadar 400 posta) | |
MUKMİL
Kemale erdiren
... Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (Maide Suresi, 3)
İnsanı yaratan Allah'tır ve "O, yarattığını bilmez mi? O, latif'tir; Habir'dir" (Mülk Suresi, 14) ayetiyle de vurgulandığı gibi, yarattığı kulunu en iyi tanıyan, onun istek ve ihtiyaçlarını en iyi bilendir.
Allah, kulları için belirlediği dini, fıtratlarına en uygun biçimde düzenlemiştir. Amaç, insanların sıkıntı çekmeden, fıtratlarına en uygun olan sistem içinde Allah'ı tanımaları, O'na kulluk etmeleri ve böylece gerçek kurtuluş ve mutluluğa ulaşmalarıdır.
İslam dini sonsuz akıl sahibi olan Rabbimiz'in seçip beğendiği bir dindir. Kuşkusuz dinini ve bu dinin rehberliğiyle kullarını kemale erdiren yalnızca Allah'tır.
| | | | Fadıl DURHAN (şimdiye kadar 400 posta) | |
MUKTEDİR
Kuvvet ve kudret sahiplerinin üzerinde olan
Onlara, dünya hayatının örneğini ver; gökten indirdiğimiz suya benzer, onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, böylece rüzgarların savurduğu çalı-çırpı oluverdi. Allah, herşeyin üzerinde güç yetirendir. (Kehf Suresi, 45)
Allah tarihte kimi insanları kudret sahibi kılmış; onlara hem benzerine az rastlanır bir mülk vermiş, hem de makam sahibi yapmıştır. Yaşadıkları kavmin başına geçirmiş, tüm insanların ve toprakların yönetimini kendilerine vermiştir. Firavun da bu insanlardan biridir. Ancak Firavun, Allah'a karşı büyüklenmiş, gerçek kuvvetin ve gücün kendisinde olduğunu zannetmiştir. Öyle ki bu, kendini ilah ilan etmesine kadar varmıştır. Bu durum bir ayette şöyle haber verilir:
Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için Benden başka ilah olduğunu bilmiyorum... (Kasas Suresi, 3
Firavun, kendi kavmi içinde bağırdı; dedi ki: "Ey kavmim, Mısır'ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler benim değil mi?.. (Zuhruf Suresi, 51)
Bunun üzerine tüm gücün tek sahibi olan Allah, Firavun ve ordusunu suda boğarak onlardan büyük bir intikam almıştır:
O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar. Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak. (Kasas Suresi, 39-40)
Haman ve Karun da yaptıkları dolayısıyla Firavun'la aynı sonu paylaşmışlardır. Bu azgın insanlar malları ve orduları dolayısıyla yeryüzünde büyüklendikçe büyüklenmişler, gerçek gücün ve kudretin kendilerinde olduğunu zannetmişlerdir. Böylelikle de Allah gerçek gücün kimde olduğunu tüm kavme göstermiştir.
Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi. İşte Biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Ankebut Suresi, 39-40)
Halbuki kainattaki tüm iktidar ve kudretin yegane sahibi Allah'tır. Yeryüzünde güç ve yetki sahibi olanlara ellerinde olan malları, bulundukları makamları ve orduları veren de Kendisi'dir. Her gün Güneş'i doğuran, geceyi ve gündüzü ardı ardına getiren, uzayda hızla yol alan gezegenleri yörüngelerinde tutan ve kainattaki sayısız düzeni kusursuzca kontrol altında tutan Allah'ın gücü ortadadır. İnsan ise elinden malı alındığında, makamından indirildiğinde hemen tüm gücünü yitirir. Vücudundan direnci çekilip alındığında ise görülmemiş bir acizlik içinde kalır. Böylelikle Allah kullarına gerçek gücün kimde olduğunu gösterir. Allah'ın herşeyin üstünde güç sahibi olduğu Kuran'da şöyle bildirilir:
Onlar Bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik. (Kamer Suresi, 42)
Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, Biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz. (Zuhruf Suresi, 42)
| | | | Fadıl DURHAN (şimdiye kadar 400 posta) | |
MUNTAKİM
İntikam alan, suçluları müstahak oldukları cezaya çarpan
Sonunda Bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık, böylece onları toplu olarak suda boğduk. (Zuhruf Suresi, 55)
Allah her toplumu, içinde bulunduğu şirk ve dejenerasyondan kurtulabilmeleri için seçtiği elçileri yoluyla uyarır. Söz konusu toplumların bu uyarıları dinlememeleri ve hatta taşkınlıklarını daha da artırarak sürdürmeleri durumunda ise Allah intikam alır. Allah'ın intikamı ise elbette insanlarınkine benzemez:
Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: "Allah'ın gazablanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazablanmanızdan daha büyüktür. Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkar ediyordunuz. (Mümin Suresi, 10)
Allah uyarılan ve gerçeği öğrenen insanlardan çoğu zaman hemen intikam almaz. Onlara iman etmeleri ve günahlarından arınmaları için belli bir süre tanır. Oysa insanların çoğu kendilerine tanınan bu süreyi aleyhlerinde kullanarak daha da şımarıp isyankar olurlar. Böylelikle de azap üzerlerine hak olur. Allah ayette şöyle buyurur:
Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın. Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın. İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? (Kıyamet Suresi, 34-36)
Kuşkusuz insanın Rabbimiz'i inkar etmesi, isyan etmesi, nankörlük yapması ve bu tutumunda kararlı davranması işlenebilecek en büyük suçlardandır. İşte burada Allah inkarcılardan intikam alarak daha önce hiç karşılaşmadıkları azaplarla onları tanıştırır. Çünkü bunu fazlasıyla hak etmişlerdir. Allah bir ayetinde intikam alıcı olduğunu şöyle bildirir:
Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette Biz intikam alacağız. (Duhan Suresi, 16)
| | | | Fadıl DURHAN (şimdiye kadar 400 posta) | |
MUSAVVİR
Tasvir eden, herşeye şekil ve suret veren
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)
Dünya üstünde yüz binlerce farklı türde canlı yaşar. Bu türlerin hepsi birbirlerinden tamamen farklı görünüşlere ve olağanüstü özelliklere sahiptir.
Mesela bir kelebeğin kanatlarındaki kusursuz simetriyi ele alalım. Her bir kanadın üstü türlü şekiller ve etkileyici renklerle bezenmiştir. Bu şekiller ve renkler ne kadar karışık olurlarsa olsunlar, kanatlardaki benzersiz simetri asla bozulmaz. Öyle ki bütün kelebekler, bir ressamın fırçasından çıkmış gibi, göz zevkine hitap eden bir güzellik oluştururlar. Bu güzellikte tecelli eden aklın bir kaynağı olduğu açıktır. Zira basitçe çizilmiş bir resmin dahi bir ressamı vardır ve resmin kendi başına ortaya çıkması mümkün değildir. O halde kimse, böylesine kusursuz yaratılmış ve bir sanat eseri kadar estetik olan böyle bir canlı için tesadüfen var olmuş diyemez. Bunların tümünü yaratan, tasarlayan, meydana getiren, bütün kainatın Rabbi olan Allah'tır.
İnsanı yaratan, bedeninin dışındaki ve içindeki tüm sistemleri son derece mükemmel bir şekilde tasarlayan Allah, bu kompleks yapıdaki her noktada üstün yaratmasını ve izzetini göstermektedir. Örneğin insan bedeninin çatısını oluşturan iskelet başlıbaşına bir mühendislik harikasıdır. Vücudun yapısal destek sistemidir ve beyin, kalp, akciğer gibi hayati organların korunmasını sağlar, iç organlara destek olur. İnsan vücuduna, hiçbir yapay makina tarafından taklit edilemeyen üstün bir hareket kabiliyeti verir. Dahası kemik dokusu çoğu kimsenin zannettiği gibi cansız değildir. Vücudun ihtiyacına göre kalsiyum, fosfat vb. mineralleri depo eder veya daha önceden depo ettiklerini vücuda verir. Bütün bunların yanı sıra kırmızı kan hücrelerinin üretimi de kemikler tarafından yapılır. Ve bu bahsedilen çok fonksiyonlu sistem, insan bedenindeki onlarca mükemmel sistemden yalnızca bir tanesidir.
İşte bunların hepsini eşsiz bir dizayn ile yaratmış olan ve hala yaratmaya devam eden Allah kudretinin tecellilerini bizlere sürekli göstermektedir. Bir ayette müminlerin şöyle söyledikleri haber verilmektedir:
Dedi ki: "Bizim Rabbimiz, herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir." (Taha Suresi, 50)
| | | | Fadıl DURHAN (şimdiye kadar 400 posta) | |
MUSEVVA
Şekillendiren, düzenleyen
Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir? Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere kıldı. Dilediği bir surette seni tertib etti. (İnfitar Suresi, 6-
İnsan, yumurta ile spermin birleşmesiyle meydana gelen tek bir hücreden oluşur. Bu hücre ayetlerde bildirildiği gibi önce 'bir çiğnem et parçası' görünümündedir. Daha sonra Allah insanı şekilden şekle sokarak anne karnında geliştirir ve bir insan olarak yeryüzüne getirir. Yeryüzüne gelen insanın sureti ise şüphesiz son derece düzgündür. Allah insanın yaratılışı ile ilgili şöyle buyurmaktadır:
Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne Yücedir. (Mümin Suresi, 64)
Elbette insan Kuran'da bildirildiği gibi, yeryüzündeki en güzel suretli canlıdır. Ve Allah insan bedeninin hem içinde hem de dış görünümünde sayısız iman delilini sergilemektedir. İnsan bedenine yalnızca dıştan bakıldığında dahi Allah'ın mükemmel sanatı hemen görülebilir. Her insanda mevcut olan vücut simetrisi, iki kolun, iki bacağın olması, gövdenin kollara, bacaklara ve başa olan orantısı ilk bakışta dikkat çekecek derecede muntazamdır. Bu orantının her birini Allah tam bir uyum ile yaratmıştır. Örneğin, her insanın beden uzunluğu baş uzunluğunun sekiz mislidir, yüzü burun uzunluğunun üç katından oluşur, iki göz arasında bir göz boyu mesafe vardır, kol ve bacak orantıları ve uzunlukları hem estetiğe hem de tam anlamıyla ihtiyaca yöneliktir.
Yukarıda verilen simetri ile ilgili detayları görebilmek için etrafınızdaki insanlara göz gezdirmeniz yeterlidir; bu özellikleri her birinde ayrı ayrı görebilirsiniz. Ve hatta tüm bu özellikler şu ana kadar yaşamış yaklaşık 150 milyar insan üzerinde de görülmüştür ve (Allah'ın dilemesi dışında) bundan sonra yaşayacak olan insanlarda da görülecektir. Çünkü bu, Allah'ın yaratmasıdır ve Allah'ın yaratmasında kusur görmek mümkün değildir. Allah'ın mükemmel yaratmasıyla ilgili ayetlerden bazıları şöyledir:
Ki O, yarattı, 'bir düzen içinde biçim verdi', (A'la Suresi, 2)
Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O'nadır. (Teğabün Suresi, 3)
Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur. O'ndan başka ilah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Al-i İmran Suresi, 6)
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)
|
Bütün konular: 58 Bütün postalar: 548 Bütün kullanıcılar: 95 Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse 
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 236 ziyaretçi (488 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|
|