kocayazı köyü
  Kocayazi Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?


Kayıt icin => Daha kayıt olmadın mı? yazısına tıkla..istenen nick: yani isim yazıyorsun.. şifre ve email.adresini yazıp kayıt yap.a tıkla ... Foruma gelip.. Kullanıcı adı ..yazan yere kayıt olurken yazdıgınız (nick) yani isminizi yazıyorsunuz ve nokta nokta bolumune sifrenizi yazıp.. giris.e tıkla foruma yazı yazabilirsiniz .. Tesekkurler.. kocayazıköyü.com

Kocayazi Forum - =-ŞİİR-=

Burdasın:
Kocayazi Forum => KOCAYAZIKÖYÜ => =-ŞİİR-=
<- Geri  1  2  3  4  5 Devam -> 

Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
23.02.2009 18:34 (UTC)[alıntı yap]
Süleymaniye'de Bayram Sabahi


Artarak gönlümün aydinligi her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de
Kendi gök kubbemiz altinda bu bayram saati,
Dokuz asrinda bütün halki, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavilesen manzaradan,
Kalkiyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmege yüz tuttugu andan beridir,
Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir.
Bir gelis var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu...
Her ufuktan bu gelis eski seferlerdendir;
O seferlerle açilmis nice yerlerdendir.
Bu sükunette karistikça karanlikla isik
Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karisik;
Kimi gökten, kimi yerden üsüsüp her kapiya,
Giriyor, birbiri ardinca, ilahi yapiya.
Tanrinin mabedi her bir tarafindan doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.

Ordu-milletlerin en çok dögüsen, en sarpi
Adamis sevdigi Allah'ina bir böyle yapi.
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz sekli hayal ettigi mimarinin.
Görebilsin diye sonsuzlugu her yerden iyi,
Seçmiss Istanbul'un ufkunda bu kudsi tepeyi;
Tasimis harcini gaazileri, serdariyle,
Tasi yenmis nice bin isçisi, mimariyle.
Hür ve engin vatanin hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevi bir kapi açmis buradan gökyüzüne,
Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh ordulari...

Bir neferdir bu zafer mabedinin mimari.
Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anliyorum;
Ben de bir varisin olmakla bugün magrurum;
Bir zaman hendeseden abide zannettimdi;
Kubben altinda bu cumhura bakarken simdi,
Senelerden beri ru'yada görüp özledigim
Cedlerin magfiret iklimine girmis gibiyim.
Dili bir, gönlu bir, imani bir insan yigini
Görüyor varliginin bir yere toplandigini;
Büyük Allah'i anarken bir agizdan herkes
Nice bin dalgali Tekbir oluyor tek bir ses;
Yükselen bir nakaratin büyüyen velvelesi,
Nice tuglarla karismis nice bin at yelesi!

Gördüm on safta oturmus nefer esvapli biri
Dinliyor vecd ile tekrar alinan Tekbir'i
Ne kadar saf idi simasi bu mu'min neferin!
Kimdi? Banisi mi, mimari mi ulvi eserin?
Taa Malazgirt ovasindan yürüyen Turkoglu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaslarla dolu,
Yuzu dunyada yigit yuzlerinin en guzeli,
Çok büyük bir is görmekle yorulmus belli;
Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz
Her zaman varligimiz, hem kanimiz hem etimiz;
Vatanin hem yasiyan varisi hem sahibi o,
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o,
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettigimiz yerlerde.

Karsi daglarda tutusmus gibi gül bahçeleri,
Koyu bir kirmizilik gökten ayirmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derinden derine;
Belki yüzlerce sehir sesleniyor birbirine.
Cok yakindan mi bu sesler, cok uzaklardan mi?
Üsküdar'dan mi? Hisar'dan mi? Kavaklar'dan mi?
Bursa'dan, Konya'dan, Izmir'den, uzaktan uzaga,
Çarpiyor birbiri ardinca o dagdan bu daga;
Simdi her merhaleden, taa Beyazid'dan, Van'dan,
Ayni top sesleri birbir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mubarek bu seher!
Kadin erkek ve çocuk, gönlu dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hatiralar rüzgarini,
Çaldiran toplari ardinca Mohaç toplarini.

Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir baska zaferden geliyor:
Kosva'dan, Nigbolu'dan, Varna'dan, Istanbul'dan..
Aniyor her biri bir vak'ayi heybetle bu an;
Belgrad'dan mi? Budin, Egri ve Uyvar'dan mi?
Son hudutlarda yücelmis sira-daglardan mi?

Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar'dan mi? Tunus'dan mi, Cezayir'den mi?
Hür ufuklarda donanmis iki yüz pare gemi
Yeni dogmus aya baktiklari yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?

Ulu mabedde karistim vatanin birligine.
Çok sükür Tanriya, gördüm, bu saatlerde yine
Yasiyanlarla beraber bulunan ervahi.

Doludur gönlüm isiklarla bu bayram sabahi.




Yahya Kemal Beyatli


Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
23.02.2009 18:35 (UTC)[alıntı yap]
Arayi Arayi Bulsam Izini


Arayi arayi bulsam izini
Izinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasip eylese görsem yüzünü
Ey sevdigim (ya Muhammet) canim arzular seni

Ali ile Hasan, Hüseyin anda
Sevdasi gönüllerde muhabbet canda
Yarin mahser gününde hak divaninda
Ya Muhammet canim arzular seni

Yunus meth eyledi seni dillerde
dillerde dillerde hem gönüllerde
Arayi arayi gurbet ellerde
Ey sevdigim canim arzular seni

Yunus Emre

Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
23.02.2009 18:35 (UTC)[alıntı yap]
Çagirayim Mevlam Seni


Daglar ile taslar ile
Çagirayim Mevlam seni
Seherlerde kuslar ile
Çagirayim Mevlam seni

Su dibinde mahi ile
Sahralarda ahü ile
Abdal olup Ya Hu ile
Çagirayim Mevlam seni

Gökyüzünde Isa ile
Tur daginda Musa ile
Elimdeki asa ile
Derdi öküs Eyyüb ile

Çagirayim Mevlam seni
Gözü yasli Yakub ile
Ol Muhammed mahbub ile
Çagirayim Mevlam seni

Bilmisim dünya halini
Terk ettim kiyl ü kalini
Bas açik ayak yalini
Çagirayim Mevlam seni

Yunus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakki seven kullar ile
Çagirayim Mevlam seni

Yunus Emre


Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
23.02.2009 18:36 (UTC)[alıntı yap]
Gel Gör Beni Ask Neyledi


Ben yürürüm yane yane
Ask boyadi beni kane
Ne âkilem ne divâne
Gel gör beni ask neyledi

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarim yollar gibi
Gâh akarim seller gibi
Gel gör beni ask neyledi

Akarsulayin çaglarim
Dertli cigerim daglarim
Seyhim anuban aglarim
Gel gör beni ask neyledi

Ya elim al kaldir beni
Ya vaslina erdir beni
Çok aglattin güldür beni
Gel gör beni ask neyledi

Ben yürürüm ilden ile
Seyh anarim dilden dile
Gurbette hâlim kim bile
Gel gör beni ask neyledi

Mecnun oluban yürürüm
O yari düste görürüm
Uyanip melûl olurum
Gel gör beni ask neyledi

Miskin Yunus biçâreyim
Bastan ayaga yâreyim
Dost ilinden âvâreyim
Gel gör beni ask neyledi

Yunus Emre


Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
23.02.2009 18:37 (UTC)[alıntı yap]
Ah Ulan Riza!


Neden hala gelmedi... yoksa
Saati mi sasirdi bu hiyar?
Gerçi hiç saati olmadi ama en azindan
Birisine sorar...

Cebimde bir lira desen yok!
Madara olduk meyhaneye
Ah esek kafam benim...
Nasil da güvendim bu hergeleye!..

Gelse baliga çikacak dik,
Ne çekersek kizartip birayla yutacak dik
Kafamiz tam olunca sarkilar döktürüp
Enteresan hayallere dalacaktik...

Bu sandali geçen hafta denk getirip
Çalintidan düsürdük...
Arkadaslar israr etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düsündük...

Saat sekizde gelecek di,
Bana birkaç milyon borç verecek di
Yoksa o nemrut karisi kaçti da
Onun pesinden mi gitti?

Eger öyleyse yandik,
Gudubet gene yapti yapacagini!..
Geçen sene de merdivenden itip
Kirmisti Riza' nin bacagini...

Kadinda boy su kadar;
Kalça firildak, göz patlak, kafa çatlak!..
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Riza' yi bogacak...

Bak simdi acidim, ask olsun adama...
Ben olsam vallahi bas edemem!..
Hele bes tane velet var ki boy boy,
Allah'tan düsmanima dilemem!..
Aslinda iyi çocuktur Riza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider...
Yoksa kaliba vursan hani,
Tek basina on tane adam eder

Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-bes zibidi haraca dadandi;
Riza sandalyeyi kaptigi gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladi!..

Ayni mahallede büyüdük, ayni kizlari sevdik,
Ayni kafadaydik...
Orta ikiden biraktik, matematik agir geliyordu,
Biz baska havadaydik...

Ayni gömlegi giyer, ayni sigaraya takilir,
Ayni takimi tutardik...
Fener' in her maçinda iddialasip
Millete az mi yemek ismarladik!..

Bir tek askerde ayrildik
Bana Bornova düstü, ona Gelibolu...
Döner dönmez evlendirdiler
En büyük salakligi da bu oldu!..

Bense hiç düsünmedim zaten param da yoktu
Hep tek tabanca gezdim
Benim begendigimi anam istemedi,
Onun gösterdigini ben sevmedim!..

Neyse bunlar derin mevzu...
Anlasildi bu herif artik gelmeyecek...
Ufaktan yol alayim
Anam evde yalniz, simdi merakindan ölecek!..
Gittim vurup kafayi yattim,
Rüyamda gördüm gülümseyerek geldigini...
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpip
Hastaneye kavusamadan can verdigini!..

Vay be Riza!..
Sonunda sen de düsüp gittin Azrail'in pesine!..

Dün bosuna günahini almisim,
Ne olur kizma bu kardesine...

Öglen kahvede söylediler, Riza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!..
Sanki dev bir tas ocagini
Kökünden dinamitleyip
Üstüme devirdiler!..

Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasil kiyip giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarini
Senin üstüne nasil böyle çivilediler?

Yani sen simdi gittin, yani yoksun, yani
Bir daha olmayacak misin?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ismarlamayacak misin?

Peki beni kim kizdiracak,
Kim zar tutacak, kim agzini sapirdatacak?
Peki beni bu köhne dünyada
Senin anladigin kadar kim anlayacak?

Ulan Riza... ne hayallerimiz vardi oysa,
Ne acayip seyler yapacaktik
Totoyu bulunca dükkan açacak,
Adini dostlar meyhanesi koyacaktik...

Talih yüzümüze gülecekti be,
Kariyi bosayip sifir mersedes alacaktik
Hafta sonu iki yavru kapip
Bogaz yolunda fiyaka atacaktik!..

Ah ulan Riza...
Bu mahallenin nesini begenmedin de öte yere tasindin?
Arasira giciklasirdin ama inan ki,
Benim en kral arkadasimdin!..

Ah ulan Riza...
Ben simdi bu koca deryada tek basima ne halt ederim?
Senden ayrilacagimi sanma,
Birkaç güne kalmaz ben de gelirim!!!





Yusuf Hayaloglu





Bütün konular: 58
Bütün postalar: 548
Bütün kullanıcılar: 95
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 31 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!