kocayazı köyü
  Kocayazi Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?


Kayıt icin => Daha kayıt olmadın mı? yazısına tıkla..istenen nick: yani isim yazıyorsun.. şifre ve email.adresini yazıp kayıt yap.a tıkla ... Foruma gelip.. Kullanıcı adı ..yazan yere kayıt olurken yazdıgınız (nick) yani isminizi yazıyorsunuz ve nokta nokta bolumune sifrenizi yazıp.. giris.e tıkla foruma yazı yazabilirsiniz .. Tesekkurler.. kocayazıköyü.com

Kocayazi Forum - KUR'AN-I KERİM

Burdasın:
Kocayazi Forum => DİNİ BİLGİLER => KUR'AN-I KERİM
<- Geri  1 ...  11  12  13 14  15  16  17 ... 23Devam -> 

Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
22.02.2009 23:43 (UTC)[alıntı yap]




KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)



66-TAHRİM:

1 - Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir.

2 - Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir.

3 - Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi. Peygamber "Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana söyledi." dedi.

4 - Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır.

5 - Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.

6 - Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.

7 - (İnkâr edenlere): "Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz." (denilir.)

8 - Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye kâdirsin." derler.

9 - Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür!

10 - Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi.

11 - Allah, inananlara da Firavun'un karısını örnek gösterdi. O şöyle demişti: "Rabbim! Bana yanında cennetin içinde bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun (kötü işinden kurtar. Ve beni şu zalim toplumdan kurtar!"

12 - Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.
Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
22.02.2009 23:43 (UTC)[alıntı yap]




KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)



67-MÜLK:

1 - Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.

2 - O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.

3 - O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân'ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?

4 - Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak). Göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.

5 - Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.

6 - Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o!

7 - Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.

8 - Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: "Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?" diye sorarlar.

9 - Derler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz." dedik.

10 - Ve derler ki: "Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"

11 - Böylece günahlarını itiraf ederler. (Artık) o çılgın ateş halkı (Allah'ın rahmetinden) uzak olsunlar!

12 - Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.

13 - Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir.

14 - Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.

15 - O size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında (dağlarında, tepelerinde) yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.

17 - Yoksa siz, gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz? Tehdidim nasılmış bileceksiniz.

18 - Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama beni inkâr nasıl oldu?

19 - Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân'dan başkası tutmuyor. Doğrusu O, her şeyi görmektedir.

20 - Rahmân olan Allah'a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? İnkârcılar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.

21 - Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.

22 - Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider, yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi?

23 - De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz!"

24 - De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz."

25 - (Onlar): "Doğru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar

26 - De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

27 - Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.

28 - De ki: "Baksanıza, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları öldürse, yahut bize merhamet etse, kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir?

29 - De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

30 - De ki: "Baksanıza, eğer suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?"
Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
22.02.2009 23:43 (UTC)[alıntı yap]




KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)



68-KALEM:

1 - Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun.

2 - Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin.

3 - Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var.

4 - Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.

5 - Sen de göreceksin, onlar da görecek.

6 - Hanginizde imiş o fitne ve cinnet.

7 - Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.

8 - O halde, yalanlayıcılara itaat etme.

9 - Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.

10 - Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,

11 - Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,

12 - Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,

13 - Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,

14 - Mal ve oğulları var diye (böyle davranır).

15 - Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.

16 - Yakında biz onu hortumunun (burnunun) üzerinden damgalayacağız.

17 - Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.

18 - İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı.

19 - Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da,

20 - Bahçe simsiyah kesiliverdi.

21 - Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:

22 - "Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.

23 - Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.

24 - "Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diyorlardı.

25 - (Zanlarınca yoksulları engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.

26 - Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Biz herhalde yanlış gelmişiz" dediler .

27 - "Yok, biz mahrum edilmişiz." (dediler).

28 - İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"

29 - "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler).

30 - Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.

31 - Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız.

32 - Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.

33 - İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.

34 - Kuşkusuz korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır.

35 - Öyle ya, teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç?

36 - Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz?

37 - Yoksa size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz?

38 - O kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı?

39 - Yoksa, "ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?

40 - Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi?

41 - Yoksa ortakları mı var onların? Doğru iseler ortaklarını getirsinler.

42 - O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.

43 - Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.

44 - Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.

45 - Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.

46 - Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?

47 - Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?

48 - Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma. Hani o öfkeye boğulmuş da nida etmişti.

49 - Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.

50 - Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.

51 - O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar "o bir deli" diyorlar.

52 - Halbuki o âlemler için bir öğüttür.
Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
22.02.2009 23:44 (UTC)[alıntı yap]




KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)



69-HAKKA:

1 - (Gerçekleşecek) Kıyamet!

2 - Nedir, o Kıyamet?

3 - Gerçekleşenin (Kıaymetin) ne olduğunu sen nerden bileceksin?

4 - Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı.

5 - Semûd kavmi korkunç bir sesle yok edildi.

6 - Âd kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırtına ile yok edildiler.

7 - Allah o fırtınayı üzerlerine yedi gece sekiz gündüz musallat etmişti. Öyle ki, o kavmi içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.

8 - Bak şimdi görebilir misin onlardan bir kalıntı?

9 - Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen beldeler de hep o hatayı işleyegeldiler.

10 - Hep Rablerinin elçilerine karşı geldiler. O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.

11 - Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide biz taşıdık.

12 - Onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

13 - Sûr'a bir tek üfleme üflendiği,

14 - Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman,

15 - İşte o gün olacak olur.

16 - O gün gök yarılmış, sarkmıştır.

17 - Melekler de onun etrafındadır, O gün Rabbinin Arşını bunların da üstünde sekiz melek yüklenir.

18 - O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz.

19 - Kitabı sağından verilen, "alın okuyun kitabımı.."

20 - "Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der.

21 - Artık o hoşnut bir hayattadır.

22 - Yüksek bir cennettedir.

23 - Ki o cennetin meyveleri sarkmıştır.

24 - "Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin, için." (denir).

25 - Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de,

26 - Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim,

27 - Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı.

28 - Malım bana hiç fayda vermedi.

29 - Gücüm de benden yok olup gitti."

30 - (Zebanilere şöyle denir): "Onu yakalayın da bağlayın."

31 - "Sonra cehenneme atın onu."

32 - "Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun."

33 - Çünkü o, büyük Allah'a inanmıyordu.

34 - Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu.

35 - Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur.

36 - Bir irinden başka yiyecek de yok.

37 - Onu günahkârlardan başkası yemez.

38 - Andolsun gördüklerinize,

39 - Ve görmediklerinize..

40 - Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği sözdür.

41 - O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz.

42 - Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz!

43 - O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

44 - O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı,

45 - Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.

46 - Sonra da onun şah damarını keser atardık.

47 - O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

48 - O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür .

49 - Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.

50 - Kuşkusuz bu Kur'ân kafirler için bir pişmanlık vesilesidir.

51 - Gerçekten o, şüphe götürmez bir bilgidir.

52 - O halde, haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle
Fadıl DURHAN
(şimdiye kadar 400 posta)
22.02.2009 23:44 (UTC)[alıntı yap]




KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)



70-MEARİC:

1 - Bir isteyen, olacak azabı istedi.

2 - Kâfirler için onu savacak yok.

3 - O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır.

4 - Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.

5 - O halde güzel bir sabır ile sabret.

6 - Çünkü onlar onu uzak görürler.

7 - Biz ise onu yakın görüyoruz.

8 - O gün gök erimiş bir maden gibi olur.

9 - Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.

10 - Dost dostun halini soramaz.

11 - Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,

12- Eşini ve kardeşini,

13 - Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,

14 - Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.

15 - Hayır, o alevlenen bir ateştir.

16 - Derileri kavurur, soyar.

17 - Çağırır, sırtını dönüp gideni,

18 - Mal toplayıp kasada yığanı,

19 - Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.

20 - Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.

21 - Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.

22 - Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.

23 - Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar.

24 - Onların mallarında belli bir hak vardır,

25 - Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.

26 - Onlar ki ceza gününü tasdik ederler.

27 - Rablerinin azabından korkarlar.

28 - Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz.

29 - Onlar ki ırzlarını korurlar.

30 - Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.

31 - Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır.

32 - Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.

33 - Şahitliklerinde dürüsttürler.

34 - Namazlarına devam ederler.

35 - İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.

36 - Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar:

37 - Sağdan ve soldan bölük bölük.

38 - Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?

39 - Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.

40 - Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.

41 - Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.

42 - O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.

43 - O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.

44 - Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.



Bütün konular: 58
Bütün postalar: 548
Bütün kullanıcılar: 95
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bugün 239 ziyaretçi (492 klik) kişi burdaydı!